Dağıldım...

Dağıldım... Uzun zaman sonra ilk kez bilgisayarı açıyorum. Çok şükür Defne sağlıklı bir bebek olarak 23 Ağustos'ta dünyaya geldi. Ancak, Deniz'de pek yaşamadığımız kolik denen durum bizi dağıttı. Defne'yi sakinleştirmek çok güç(tü), geriye kalan vakitte de Deniz'le zaman geçirmek istediğim için kendime pek vakit ayıramaz oldum. Tabi bu arada, yemek, ütü, bulaşık gibi vakit alan şeyler de var. Son zamanlarda biraz fazla mızmızlanmaya, biraz fazla şikayetlenmeye başladım :( Mutfağa girmek ise keyif vermekten çok, "aman kız uyanmadan, şu yemeği yakmadan hemen mutfaktan çıkayım"a döndü.
 
Yaşadığımız en büyük sıkıntılar bunlar olsun. Kolik, bebeklerimize huzur vermeye çalışmak, arada sevgilimle gözgöze gelebileceğim anlar bulmaya uğraşmak, ateşlenen miniklerimize şuruplarını düzenli şekilde vermek, uyku düzeni kurmak, kardeşler birbirini çok sevsin, ikisi de ihmal edildiğini hissetmesin diye çırpınmak... Neyse ki, günden güne daha iyi oluyoruz. Metsil denen gaz damlası Defne'ye baya iyi geldi. Gaz sancısının ne kadar kötü bir şey olduğunu daha iyi anlıyorum şimdi. Önceden tüm gün gözlerini kırpmayan küçük kız çocuğu şimdi az biraz uyur oldu.
 
Bir de belki biraz akışına bırakmak gerekiyor... Doğal haliyle olduğu gibi... Neden kafamızı karıştıran bunca bilgi var ki? Kardeş kıskançlığı, 0-3 yaşın ne kadar önemli olduğu, yenidoğan döneminin kişiliğe etkileri, vs. vs. Çok bilmek kafamı çok bulandırıyor, kendimi hep kötü hissetmeme neden oluyor, içimdeki sesi dinlemeyi, içgüdülerime izin vermeyi unutuyorum... Halbuki doğada hangi anne yavrularını büyütürken bu kadar düşünüyor? Hayata gelen büyüyor, anne genetik kodları sayesinde ne yapması gerektiğini biliyor... Neyse ki ilk iki ayı atlattık, artık yavaş yavaş düzenimiz otururken, ben de suyu akışına bırakmayı öğreneceğim yeniden...
 
 

Yorumlar

KEYF-İEMEL dedi ki…
Hayırlı olsun yeni bebiş :)

Popüler Yayınlar