Bu Yıla Dair...
İçimdeki hayat dışarı taştı, sokağa çıktı, Avatar misali yeni bir gezegeni keşfetmeye başladı. Balıkları, yerdeki kırıntıları, tavandaki avizeleri, insanları, babasının sakallarını, annesinin küpelerini, topları, arabaları... Önceleri sadece bakıyordu, sonra gülmeye başladı, tepki vermeye, kımıldamaya, ters dönmeye, uzanıp bir şeylere erişebilmeye, iletişim kurmaya, istediklerini işaret diliyle de olsa anlatabilmeye, emeklemeye... Dünyası ters yüz oldu emeklemeye başlayınca, artık sadece tavanlara bakmıyor. İstediği her şeyi keşfedebiliyor, canı sıkılınca gelip ayağıma dokunuyor, al beni artık kucağına dercesine bakıyor. Ya da gözlerini çizgi gibi kısarak, burnunu kırıştırıyor, bu da "artık beni uyut" demek.
Ben bambaşka bir yıl yaşadım. Bir canlının içeriden bana dokunmasına tanıklık ettim, sonra o canlının bana bakmasına. İlk görüşte aşık oldum. Onunla hayatı yeniden keşfetmeye başladım. Her şeyin ne kadar ilginç olabileceğini, hayatın mucizelerle dolu olduğunu... Kalbimin ne kadar büyük olduğunu ve oraya ne çok sevgi sığdırabildiğimi gördüm. İnsanlara hiçbir önyargı olmadan gülümseyerek bakabilmeyi hatırladım yeniden, bir bebek saflığıyla. Arındım.
Özgür'le hem arkadaş, hem sevgili, hem anne-baba olabileceğimi gördüm aynı anda. Bebek arabasıyla dolaşırken, zor da olsa el ele tutuşmanın önemini anladım. İyi ki o benim yol arkadaşım dedim... Şükrettim.
Ailemin çocuğu olmaya devam ettim bu süreçte, anne olunca anladım... Anneliğin hiç bitmeyen bir serüven olduğunu...
Her ne kadar evde olmak ve Deniz'le vakit geçirmek mükemmel olsa da, üretmem gerektiğini, çalışmam gerektiğini anladım.
Çok şey biriktirdim bu sene. Ceplerimde bir dolu hikaye, sevgi, şükran, şaşkınlık, minnet var. Çok şükür... Çıkılmamış yolculuklar, sevgiliyle el ele gezilen parklar, Deniz'le yürüyüşler, aile sevgisi, hayvanat bahçesine yapılacak geziler, yuva sıcaklığı, kurabiye kokusu, fırının bol bol çalıştığı mutfak, ve daha pek çok toz pembe dilekle başlıyorum yeni yıla...
Yorumlar